Zaman ile ilgili bazı İngilizce ifadeler
Gün belirtme
The day before yesterday | Dünden evvel ki gün |
Yesterday | Dün |
Today | Bugün |
Tomorrow | Yarın |
The day after tomorrow | Yarından sonraki gün |
Gün içindeki zamanı belirtme
In the morning | Sabahleyin |
In the afternoon | Öğleden sonra |
In the evening | Akşamleyin |
Yesterday morning | Dün sabah |
Yesterday afternoon | Dün öğleden sonra |
Yesterday evening | Dün akşam |
This morning | Bu sabah |
This afternoon | Bugün öğleden sonra |
This evening | Bu akşam |
Tomorrow morning | Yarın sabah |
Tomorrow afternoon | Yarın öğleden sonra |
Tomorrow evening | Yarın akşam |
Last night | Dün akşam |
Tonight | Bu akşam |
Tomorrow night | Yarın akşam |
Hafta, ay veya yıl belirtme
Last week | Geçen hafta |
Last month | Geçen ay |
Last year | Geçen yıl |
This week | Bu hafta |
This month | Bu ay |
This year | Bu yıl |
Next week | Haftaya |
Next month | Bir daha ki ay |
Next year | Bir daha ki yıl |
Diğer zaman seçenekleri
Five minutes ago | Beş dakika önce |
An hour ago | Bir saat önce |
A week ago | Bir hafta önce |
Two weeks ago | Iki hafta önce |
A month ago | Bir ay önce |
A year ago | Bir yıl önce |
A long time ago | Çok uzun zaman önce |
in ten minutes' time veya in ten minutes | On dakika içinde |
in an hour's time veya in an hour | Bir saat içinde |
in a week's time veya in a week | Bir hafta içinde |
in ten days' time veya in ten days | On gün içinde |
in three weeks' time veya in three weeks | Üç hafta içinde |
in two months' time veya in two months | Iki ay içinde |
in ten years' time veya in ten years | On yıl içinde |
The previous day | Evvel ki gün |
The previous week | Önce ki hafta |
The previous month | Önce ki ay |
The previous year | Önce ki yıl |
The following day | Takibeden gün |
The following week | Takibeden hafta |
The following month | Takibeden ay |
The following year | Takibeden yıl |
Süre
Aşağıdaki örneklerde de görüldüğü gibi, İngilizce'de süre genellikle for kelimesi ile belirtilir:
I lived in Canada for six months | Kanada'da altı ay oturdum |
I've worked here for nine years | Burada dokuz yıldır çalışıyorum |
I'm going to France tomorrow for two weeks | Yarın iki haftalığına Fransa'ya gidiyorum |
We were swimming for a long time | Uzun zaman yüzdük |